10 Şubat 2014 Pazartesi

Mim

Sevgili Duygu beni mimlemiş, zaten bir o okuyor :) Bilgisayarım geri döndüğüne göre artık cevaplayabilirim.


1. Şimdiye kadar okuduğunuz kitaplardaki en gerçekçi ikili ilişki hangi kitapta ve kimler arasında oldu?


Aşk hikayelerini gerçekçi bulamıyorum ne yazık ki zira aşk hikayesi okuyacağım zaman romantik dönem eserlerini tercih ediyorum. Haliyle gerçekçi olmuyor. Ancak ikili ilişkiden kastımız aşk ilişkisi haricindeyse Hermann Hesse'nin Narziss ve Goldmund'unda bu iki arkadaşın ilişkisini gerçekçi buluyorum. Zira birbirine tamamen zıt yollara başvursalar da ortak amaçları olan ve birbirini seven iki arkadaşın ilişkisi aralarına zaman ve mesafe girse de duygusal olarak devam eder. En azından ben bunu gördüm.

2. Kitaplarda hangi tür insan tipinin daha çok yer almasını istersiniz?

Saf iyi ya da saf kötü karakterlerden pek hoşlanmıyorum. Tarafsız hatta davranışlarında bir parça kaotik olan karakterleri okumaktan daha çok zevk alıyorum. Aynı zamanda entelektüel, toplumdan kopuk, "cool" aydın tiplemelerini okumak ise favorim.

3. Hangi iki kitap türünü birbirine karıştırmak istersiniz? ( bilimkurgu-polisiye vb.)

Bu olaydan pek hoşlanmıyordum ama İhsan Oktay Anar'ın Amat kitabından sonra fantastik-tarihi tipten hoşlanabileceğime karar verdim. Zaten frp oynarken de bu tarz senaryoları daha çok seviyorum.

4.Kitaplarda ana karakteri en gerçekçi kılan ve onu sevdiren özellik nedir?

Açıklasın ya derdini. Bu ciddi sıkıntı. Bazı popüler kitaplarda görüyorum(Gri'nin 50 Tonu gibi bitirmedim gerçi) ana karakter hakkında şöyle zeki böyle bilgili diyorlar, işte ben o bilgiyi de zekayı da görmek istiyorum. Bir sıfat verildiyse karaktere onu biz de fark edelim; o zaman daha sevilesi oluyorlar.

5.Betimlemeler ne derece önemlidir?

Betimlemeler önemli bence; ama nasıl kullanıldığı daha önemli. Bir tiyatro sahnesi açıklar gibi pek bir işe yaramayacak mekan tasvirlerini romanlarda görmekten hoşlandığımı söyleyemem. Betimlemeler gerekliyse kullanılmalı, yazar ustalığını göstersin diye değil.

2 yorum:

  1. Ee..şey.. ben de okuyom ya!
    Bu mimi günün birinde ben de yapacağımdan içeriğe dair çok yorum yapamayacağım ama özellikle 4. soruya verdiğin cevaba tamamen katıldığımı belirtmem lazım.
    Eğer bir karakter oluşturuyorsan o karaktere bağlı kurgu da Onun özelliklerine göre şekillenmeli diye düşünüyorum. Vasat bir zekanın yarattığı bir karakter ısrarla zeki zeki diye nitelendirilse bile sonuçta buna dair bir kıvılcım göremeyince inandırıcı gelmiyor. Günlük hayatta da böyle değil mi zaten?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim :)

      Kesinlikle öyle, anlatıcı tarafından sürekli övülen ama bunu göstermeyen karakter bana gerçek hayatta kendini sürekli öven insanı hatırlatıyor; hiç sevmiyorum

      Sil